KES SİYAH ZÜLFÜNÜ HARAÇ EYLE

İçinde senden başka ses yoksa o ev ölüdür, dedim. Olur mu, dedi, bir tek sen olsan bile o evin içi dünyayla doludur.

Yalnızlığı biliyorum, dedim. Hayal ve hatıradan yapılmış zamanı biliyorum. İnsan yüreğinin bir başına gezdiği yerleri biliyorum. Yaşayan bir sesten söz ediyorum. Kendi kendine konuşmak yerine birisine bir söz söylemekten. İçindeki sesin bir başkasında can bulmasından. Bininci kez duyuyor olsak da, bize bakarak söylenmiş bir söze sevinmekten. Eşyalara bile hayat veren bir sesten. Kapının dışında bir şenlik alayı gibi çınlayan, “benim” sesinden. Fotoğrafların çerçevelerin- den inip koltuklara oturduğu bir sesten.

Okumaya devam et

TAŞLARA VURAN ACI

Hatice, dedim. Ben Leyla’yım, dedi.
Ürperdim. Yol kayboldu. Ay sustu.
Rüzgâr bütün yapraklardan çekildi.
Yalnızlık işte, dedim.
Yok, dedi, sevmek arzusu.
Bir tek ölüler yalnızdır.
Bir daha ürperdim. Gülümsedi.
Su gülümsedi. Kedi kalbime yürüdü.
İnsanlar, dedim, konuşmuyor, dinlemiyor
Herkes bir top pıtrak ötekinin ağzında.
Korku dedi. Bilmek korkusu
Anlamak korkusu. Yaşamak korkusu.

Okumaya devam et

Yazarak Yaşamak

 

Küçüklüğümden itibaren not alma alışkanlığım hep olmuştur. Bakkala giderken, dışarı çıkarken ya da ilgilimi çeken bir şeyi hemen not alırım. Bir planlama ile saatlerimi bu sayede daha verimli hale getiririm.Merak ettiklerimi uygun zamanda araştırabilirim ya da hoşuma giden bir müziği, filmi “acaba neydi?” diye düşünmeden hemen notlarım sayesinde bulurum

Okumaya devam et