İnsancıklar (Öteki) – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski

İnsancıklar (Öteki) – Fyodor Mihailoviç Dostoyevski (Vurgula: 46; Not: 0)

Kitaplardan alıntılar

───────────────

◆ 8 Nisan

▪ Bugün cakalı bir züppe gibi işe gittim. Kalbim apaydınlıktı. Hiç sebepsiz neşeliydim. Gayretle kâğıtlarımın başına oturdum. Sonuç ne oldu peki? Bir süre sonra etrafıma baktığımda her şey eskisi gibiydi, gri ve pis. Aynı mürekkep lekeleri, aynı masalar ve kâğıtlar, ben de aynıydım. Hep aynı kalmıştım. Peki, Pegasus’un üzerinde uçmamın anlamı neydi o zaman? Nedeni neydi? Güneş ışığı, mavi gökyüzü neydi? Pencerelerimizin altından kim bilir ne kokular gelirken, güzel kokulardan söz etmek neyin nesiydi? Bütün bunlar benim aptal hayal gücümün bir ürünüydü. Bazen insan duygularına kapılıp saçma şeyler yazabiliyor

▪ Korunma ve güven aradığınız her yerde, ihanet ve aşağılama buldunuz.

◆ 12 Nisan

▪ Bütün gün sizi düşündüm. Kalbim sızladı. Sıcacık bir mantonuz olmadığını biliyorum. Rüzgârı ve karla karışık yağmuruyla şu Petersburg baharı insanı öldürür Varenka! Tanrı bizi böyle havadan korusun!

◆ I

▪ Sanırım bütün hayatım boyunca o köyden hiç ayrılmasam, hep orada yaşasam, çok daha mutlu olurdum.

◆ II

▪ Bazen önemsiz bir iki kelime ediyorduk ama ben her şeye özel bir anlam vermekten zevk alıyordum.

◆ 11 Haziran

▪ Aynı anda hem hüzün hem kahkaha!

◆ 26 Haziran

▪ Aslına bakarsanız o sevimsiz kitapları okumadım. Şöyle bir göz attım ve insanları güldürmek için, soytarılık olsun diye yazılmış bir şey olduğunu gördüm. Belki eğlenceli olabilir, belki Varenka bundan hoşlanır diye düşündüm ve size gönderdim.

▪ Ah Varenka edebiyat harika bir şey.

▪ Bir kâğıt dolusu yazı yazmak için ne kadar çaba harcar insan?

▪ Ateş, aşk mihrabındaki parlak alevle coştu ve kadersiz kurbanların kalplerini dağladı.

▪ Ah şu seven ruhumun gizli acılarını bir anlayabilselerdi!

◆ 27 Haziran

▪ Kimse bana cenaze töreni düzenler mi? Tabutumun arkasında duran olur mu? Kimse beni özler mi?.. Belki de yabancı bir yerde, başkasının evinde yabancı bir köşede öleceğim…

▪ Ah Tanrı’m, ne hüzünlü bir yaşam bu Makar Alekseyeviç!

▪ Hüzünlü olduğum zaman şundan bundan konuşmayı severim.

▪ Kalbimden geçenleri söyleyebildiğim zaman kendimi daha iyi hissediyorum.

◆ 1 Temmuz

▪ Her şey soğuk, yabancı ve sıkıcıydı.

▪ Bir köşeye çekilir, kendi kendime ağlardım. Gözyaşlarımı herkesten saklardım.

◆ 1 Temmuz

▪ İnsan size bir saniye için arkasını dönse aklınıza kim bilir neler gelecek.

◆ 7 Temmuz

▪ Evet küçüğüm, hayatımda bir kez de olsa ben bile çılgınlık yapmıştım. Birisine sırılsıklam âşık olmuştum ama bunda pek öyle önemli bir şey yoktu. Asıl olağanüstü olan, onu doğru dürüst görmemiş olmamdı.

▪ Evet küçüğüm, hayatımda bir kez de olsa ben bile çılgınlık yapmıştım. Birisine sırılsıklam âşık olmuştum

◆ 27 Temmuz

▪ Mutsuzluk bulaşıcı bir hastalıktır.

◆ 28 Temmuz

▪ Benim meleğimi hiç kimse aşağılayamaz.

◆ 1 Ağustos

▪ Bağışın bile günümüzde bir amacı var..

▪ Artık ne düşüneceğimi, ne yapacağımı bilemiyorum. Günahımızı saklamanın artık bir anlamı yok, Tanrı’nın gazabını üzerimize aldık meleğim.

◆ 3 Ağustos

▪ Meleğim Varvara Alekseyevna!

◆ 5 Ağustos

▪ Ne garip bir insansınız Makar Alekseyeviç! Her şeyi çok fazla ciddiye alıyorsunuz, bu yüzden de çok mutsuz oluyorsunuz.

◆ 5 Ağustos

▪ Bilirsiniz, insan başkaları için giyinir.

▪ İnsanın bir yıl boyunca çekebileceği acıyı ben bir sabah çektim.

▪ önemsiz ve küçük olaylar insanı çileden çıkarır Varenka.

◆ 3 Eylül

▪ Bazen yalnız olmak istediğim, kendi kendime hüzünlendiğim anlar olur. Böyle zamanlar gitgide daha da sıklaştı. Anılarımda bana öylesine esrarengiz gelen, beni anlatılmaz bir şekilde sarıveren bir şeyler var ki, bazen etrafımda olanlara duyarsız kalarak saatlerce oturup her şeyi unutuyorum.

▪ Şu anki hayatımda acı ya da tatlı olan hiçbir şey yok.

▪ Her şey bana geçmişimi, özellikle de altın çağlarımı, çocukluğumu hatırlatıyor.

◆ 5 Eylül

▪ Varenka, küçük güvercinim!

▪ Hepsinde de süslü hanımefendiler oturmuşlar, belki de prenses ya da kontestiler

▪ Ah küçük güvercinim, ah sevgilim. Sizi hatırladıkça kalbim sızlıyor. Neden bu kadar şanssızsınız Varenka? Küçük meleğim! Onlardan ne farkınız var? İyi kalplisiniz, sevecensiniz, eğitimlisiniz. Neden kaderiniz bu kadar kötü? Neden başkaları hiç beklenmedik bir şekilde mutluluğa ulaşırken, iyi insanlar mutsuz yaşamaya mahkûm ediliyorlar?

▪ Ah küçük güvercinim, ah sevgilim. Sizi hatırladıkça kalbim sızlıyor. Neden bu kadar şanssızsınız Varenka?

▪ Biliyorum küçüğüm, böyle düşünmenin yanlış ve günah olduğunu biliyorum ama dürüst konuşmak gerekirse daha doğmamış çocuğun kaderi bile iyi yazılmışken neden bazılarının da doğar doğmaz sokağa atıldıklarını merak ediyorum

▪ Ama bu nasıl bir adam, bunlar nasıl insanlar ki bir yetimi aşağılayabiliyorlar?

▪ Onlar insan değil çöp yığını, sadece çöp yığını. Hepsi de birer isimden ibaretler

▪ Bazen ortada hiç sebep yokken kendi kendimi aşağılıyorum, bir saman çöpü kadar bile değerim olmadığını düşünüyorum. Bunun nedeni belki benim de sadaka isteyen o zavallı çocuk gibi aşağılanıp hor görülmüş olmamdı.

▪ Keşke

▪ Haydi haydi, böyle şeyleri düşünme, yalnızca kendini düşünmekten vazgeç. Sadece kendin için yaşama. Sen ayakkabıcı değilsin. Senin çocukların sağlıklı, karın yiyecek dilenmiyor. Etrafına bir bak. Botlarından başka düşünecek daha önemli bir şey bulamıyor musun?

▪ Ah ah, fakirlik insanları nasıl da küçültüyor!

◆ 30 Eylül

▪ Ben kime yazacağım sevgilim?

▪ Sizi gün ışığı gibi sevdim, kendi kızım gibi sevdim. Her şeyinizi sevdim, canım benim! Sadece sizin için yaşadım! Sizin için çalıştım, yazıları temize çektim, yürüdüm, düşüncelerimi kâğıda döktüm, sırf siz burada, tam karşımda yaşıyordunuz diye

▪ Sevgilim, küçük güvercinim, Varenka’m…

Bir Cevap Yazın